Davet edilen, davet sahibinin kazancının nasıl olduğuna dikkat eder. Eğer malında haram varsa onun davetine gitmez. Fakih Ebü'l-Leys diyor ki: "Düğün yemeğine davet edilen kimse, davet edenin mali kazancı haram değilse, onun davetine icabet eder. Şayet onun malının ve kazancının çoğunun haram olduğuna vakıf olursa, o zaman davetine icabet etmez."

Yine Ebü'l-Leys diyor ki: "Gidilen bir ziyafet mahallinde kötü birşey görülünce o kötülüğü nehyetmelidir. Tabii bu yasak­lama, fesat ve kavgaya sebep olmayacak bir şekilde yapılmalıdır."

Oruçlu olan kimse, nikah veya düğün ziyafetine davet edildiği zaman, davete icabet ederek nafile orucunu bozup ye­mek yer; sonra kaza eder.

Bir müslüman, müslüman kardeşinin İslami esaslara uy­gun olarak davetine icabet eder, yemeğini yer, suyunu içerse veyahut herhangi bir iyiliğini görürse, ona elinden geldiği ka­dar karşılık vermek ister. Hatta kendisine yapılandan daha faz­lasıyla mukabelede bulunmaya çalışır. Şayet karşılığını yerine getirmeye gücü yetmezse kendisine iyilik eden, izzet ve ikramda bulunan kimseye hayır duada bulunur. Bu husus da Resül-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) buyuruyor ki:

"Din kardeşinizin size yapmış olduğu iyiliğe siz de iyilikle mukabele ediniz. Ona bereket ile duada bulununuz. Çünkü bir kimsenin yemeği yenildiği, suyu içildiği zaman, sonra ona bereket ile dua edildi mi, on­lardan, onun alacak olduğu mükafat işte odur."

(Camiü's-sağir c. 1, s. 8)

Davet edenin memnüniyeti kişinin davete katılması ile ta­hakkuk eder. Gelen kimse yemek yerse bu sevinç artar. Bir ma­zereti sebebiyle yiyemediğinde ev sahibi gücenmez. "Nasıl olsa yemek yemiyorum" diyerek davete icabet etmez ise, davetin tertipçisi gönül koyabilir. Bu hususa dikkat etmek gerekecektir.

. 

. 

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri 

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com