Nefis değil midir ezeli düşmanımız, hain, şeytanla mukayasesi bile yapılamayacak kadar melun, frenk kafirinden daha aşağı bir varlık. Ama bu yol öyle bir yol ki nefsin hiç suçu yok. Tüm suçlar ruhta. Peki o yol hangi yol?

Hatmi Haceganlarda okunan ihlası şeriflerin salavatı şeriflerin fatihai şeriflerin  istiğfarı şeriflerin belirli sayıda olmasının hikmetini Hulasat-üt tasavvuf isimli eserinde  Muhammed Fevzi İbni M. Şerif Batûmî hazretleri zikretmiş. Buyrun..

Tarihte bazı ulemayı kiram hazeratı maneviyata sonradan intisap etmiş ve maneviyattan önceki hayatlarını boşa geçirmenin pişmanlığı ile kahrolmuşlardır. Bunlardan bazıları, Fahreddini Razi Hazretleri, İmam-ı Azam Hazretleri, İmam-ı Gazali Hazretleri ve bir örnekte Ebussud Efendi. Peki Ebussudu kurtaran hangi hadiseydi, hiç duydunuz mu?

Maneviyat yolcusu her salikin bilmesi icap eden nefsin kısımlarını, klasik bir tarzda değil de, hikaye tarzında ele almış bir yazı. Her şehrin padişahı müftüsü evi dairesi de belli. Manevi kariyeri basamak basamak anlatmış. Biraz uzun ama, okumaya da değer.Nefsin mertebelerini bir de bu yazıdan hatırlayalım.

 Mürşidi kâmil kimdir? Her yüz senede bir gönderileceği hadisi şerifle sabit olan müceddidin görevi nedir?Şeyh ittihaz etmeksizin yapılan zikirlerde merhale kat edilebilir mi?

Peygamberimiz s.a.v. kendisine bir takım ilimlerin verildiğini ifade ettiği hadisi şerifinden yola çıkarak tasavvufa bakış açımız nasıl olmalıdır?

Kutub’la alâkalı olarak İslâmî kaynaklarda şu bilgilere rastlamaktayız:
Kutub, bir tarîkatın en büyüğü, âlemde Allâh’ın irâdesini temsil eden evliyâullâh’ın, rütbe ve derece bakımından en yüksek olanı, Allah adına kâinatta tasarruf eden velî… Kısacası Hâtemü’l-enbiyâ, Resûl-i kibriyâ, Efendimiz (s.a.v.)’in vârisi; “Vâris-i Resûl”.

   
© incemeseleler.com