Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'de Bakara Süresi, 187. ayette kadın ve erkeğin yekdiğerine olan ihtiyaçlarını ve aralarındaki münasebeti şu ayet-i kerimede ne güzel açıklıyor:

" ... Onlar sizin için, siz de onlar için birer elbisesi­niz."

Kadın ve erkek birbirini zinadan ve kendilerine leke sürecek her türlü davranıştan korurlar. Tıpkı elbisenin vücudu soğuk ve sıcaktan koruduğu gibi. Başka bir ayet-i celilede ise Cenab-ı Allah şöyle buyurmaktadır:

"Size nefislerinizden, kendilerine ısınasınız diye, zevceler yaratmış olması, aranızda bir sevgi ve esir­geme yapması da, O'nun (Allah'ın) ayetlerindendir. (O'nun varlığına ve birliğine delalet eden alametlerdendir.)"

(Rum Süresi, ayet: 21)

İnsanın iç aleminde huzur duyabilmesi ve insanların birbirlerine ısınabilmesi İçin bu vazifeleri ifa etmesi gerekir.

Allahü Teala'nın emirlerini yerine getiren, Peygamber aleyhisselamın izinden giden karı koca, birbirlerine saygılı olup yekdiğerine merhametli davranırlar. Biri diğerini ezmeye kalkmaz.

Yeryüzünde meşrü bir yuva kurmak, o yuva içinde mes'üd bir hayat sürdürmek kadar bir saadet yoktur. Bu saadetten mahrum olarak yaşayan kimse, ister anlasın, ister anlamasın ıstıraplar içinde inim inim inler. Dünya hayatının birçok zevk­leri arasında, iyi bir yuva kurmak, iyi bir aileye sahip olmak ka­dar tatlı bir şey var mıdır?

İşine gitmek üzere sabahleyin evinden çıkan bir baba, yor­gun bir halde akşam evine döner. Nefes almaya bile takati kal­mayacak şekilde yorgun düşen babayı evindeki küçük çocukları "baba, baba!" diye karşılayıp boynuna sarıldıkları zaman tüm yorgunluğu o anda gider. Rahata kavuşur, dünyanın en mes'ud bir kişisi olarak çocukları ile meşgul olmaya başlar ve bundan zevk duyar. Evin reisi olan erkeğe bu saadeti verecek, bu zevki tattıracak kimse, karısıdır.

Evliliğin en mühim noktası, karı ile kocanın birbirlerine duydukları hislerdir. Tanışıp birbirlerini beğenerek evlenmeye ve bir yuva kurmaya karar veren erkek ile kadının, ilk anda duydukları bu ulvi hali, hayatları boyunca devam ettirmeleri lazımdır. Bu hisler karı-koca arasındaki kudsi bağın çözülme­mesine vesile olur. En nihayet bu hisler her ikisine ömürleri bo­yunca mes'ud bir hayat yaşatır.

Bu alemin kıyamete kadar devamını murat eden mevlamız herşeyi bir sebebe bağladığı gibi, bu alemin devamını da bir se­bebe bağlamıştır. Hz. Allah herşey gibi insanları da: çift ya­ratmış, insanların çoğalmalarını evliliğe bağlamış, onu da ara­larında sevgi, muhabbet ve rahmete vesile kılmıştır. Bununla beraber nikahdan maksat yalnız nesil yetiştirmek de değildir. Eğer öyle olsaydı iktidarsız olanların ve ihtiyar olanların nikah­larının caiz olmaması lazım gelirdi. Halbuki onların da nikah­ları caizdir. Çünkü;

Gel senli benli bideşelim cisim ve can gibi, Hem sen garipsin burada hem de ben garip deyip evlenen iki kişinin birleşmesinden ruhani ve cismani birlik hasıl olur ve yepyeni bir kuvvet teşekkül eder. İşte bu se­bepten Halık Teala hazretleri, erkek kullarına kadınlardan ken­dilerine helal olanlarla nikahı emir buyurmuştur.

. 

. 

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri 

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com