HİTÂBET NEDİR?  İnsanın ihtiyaç duyduğu, fikir ve davanın dinleyen insanlara duyurma aracı olan hitabetin tarifi şöyle yapılmaktadır:

اﻟﺧطﺎﺑﺔ ُ: ﺗوﺟﯾﮫ ُ اﻟﻛﻼم ِ ﻧَﺣو ِ ا ﻟْﻐﯾرِ   ﻟِﻺ ِ ﻓْﮭﺎم ِ  Manası: Bir şeyler anlatmak için sözü başkasına aktarmaktır. (Ali Mahfuz, Fennü’l Hitabe s:13)

Günahların kaç çeşit olduğu, bu dünyada kul hakkını affettiremeyen kişilerin hangi amelleri yaparlarsa ahirette işlerinin kolaylaşacağını kıssas ayetinin tefsirinde İsmail Hakkı Bursevi hazretleri zikretmiş.

Buhârinin rivayet ettiği Ashab’ı kiramın büyüklerinden Sa’d ibni Vakkas radyallahu anh hazretlerinin bir hadisi şerifi.

Sa’d radiyallahu anh diyor ki:
Resulüllah sallellahu aleyhi vesellem, Müellefe’i kulüb’dan bır takım kişilere (dünyalık) veriyordu.

Bu iki sıfat, iki çeşit rahmete delâlet eder.

-Birisi, Rahmet’i Rahmâniyye,

-İkincisi, Rahmet’i Rahîmiyye'dir.

Büyük sufi Hz Mevlana, ruhunun derinliklerinde, karşılaştığı aşka kozmik bir dille yani Kuş Dili ile sorar: “-Sen kimsin?
Cevap şöyle gelir aşktan:

Bütün cemiyetlerin muhtaç olduğu çok önemli hayat prensiplerini öğretmek üzere Hz. Allah, Nisa suresi 36. ayet-i kerimesinde ON TEMEL KAİDEYİ zikrederek, ailelerin huzur ve istikrarı bakımından son derece önemi haiz esasları şöyle açıklamaktadır.

Kur’anı kerim okumak, son derece kazançlı bir ibadettir. Bazı âyetleri okumanın kazancı ise, daha büyüktür. Namaz kılan her müslümanın sabah ve akşam namazlarından sonra okudukları Haşir suresinin son üç âyeti kerimesi o gün akşama kadar bir emniyettir. Onunla birlikte sabahları ENAM suresinin başındaki üç âyet’i kerimeyi okumanın kazancı da çok büyüktür.

   
© incemeseleler.com