Cüneyd-i Bağdadi (k.s.) Hz. bir cuma günü caminin kapısında para isteyen bir derviş gördü. İçinden şu düşünce geçti:

- Bu adam acaba niçin çalışıp para kazanmaz da böyle ondan bundan para dilenir?

O gece rüyasında kendisine üstü örtülü bir tabak getirilir. Üstünü açarlar, Hz. Cüneyd bir de bakar ki gündüz gördüğü derviş kızartılmış vaziyette duruyor.

- Haydi bunu ye, derler. Cüneyd Hazretleri:

- Yiyemem haramdır, der.

- Mescidin kapısından çıkarken nasıl yediysen öyle ye, denilir.

Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri heyecanla uyanır.

Kalben gıybet ettiğini anlar. Gıybet, bir kimsenin hakkında hoşlanmayacağı şeyi söylemektir. Üstün derecelere kavuşmuş olan insanlar ise, kalplerini öyle düşüncelerden korumaları gerekirdi. İşte bundan dolayı Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri derhal ikaz edilmiştir. Uyanır uyanmaz o dervişi aramaya başlar. Onu Dicle ırmağı kenarında yıkamış olduğu tereleri yerken bulur. Yaklaşıp selam verir. Derviş selamını bile almadan,

- Ya Cüneyd, mescidden çıkarken yaptığından tevbe ettin mi? der.

- Evet, tevbe ettim, demesi üzerine,

- Tevbe ettinse mesele yok. Allah tevbe edenlerin tevbelerini kabul eder. Korkma, der ve gözden kaybolur.

Cüneyd Hazretleri o kadar ağlar ki, ağlaya ağlaya gözleri şişer.

Manevi makamları aşmış olanlar, kalplerini de korumaları lazımdır:

Yine Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri anlatıyor:

Şeyhim Sırrı Sakati Hazretleri ağır şekilde hastaydı. Kendisine:

- Efendim, bana bir vasiyetiniz var mı?' dedim. Bana şöyle buyurdu:

- Halkla konuşmaya dalıp ta Allah'ı zikretmeyi unutma. Allah'ı zikretmekten asla gafil olma.

* * *

Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri'nin müridlerinden birisi anlatıyor:  

- Pazarda gezerken güzel bir kadın görmüştüm. Dönüp ona bir daha baktım. Sonra pişman olup tevbe ettim. Akşam eve geldiğimde hanım:

- Efendi bugün yüzünü kararmış görüyorum, dedi.

Pazarda yaptığım hata yüzüme de sirayet etmişti. Pişmanlığım iyice arttı. Bir mağaraya çekildim. Orada 40 gün kalıp gözyaşı döktüm. Sonra, Bağdat'a gidip Cüneyd Hazretleri'ni ziyaret etmek istedim.Bağdat'a varıp Şeyh Hazretlerini ziyaret ettiğim de bana,

- Sen pazarda günah işleyesin, biz Bağdat'ta senin için istiğfar edelim, öyle mi? dedi.

O kadar utandım ki tarifi mümkün değil. Bir daha öyle hatalara düşmedim.

Değerli okuyucular, eğer şeyh gerçek şeyhse, müridinin yaptığı şeylerden Allah'ın izniyle haberdar olur. Peygamberlerin, ümmetlerinin affedilmesi için istiğfar ettikleri gibi, onlar da müridlerinin affı içi h dua ederler.

.

.

Ali Eren - Dini Hikayeler

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com