Bir gün bir kadın Hz. Aişe (r.a.) validemize geldi ve:

"Bazen kocamız bizi cinsi münasebet için yatağına istiyor.

Biz de öfkeli veya isteksiz olduğumuz için onu reddedediyoruz. Bunun bir mahzuru var mı?" diye sordu. O da:

"Evet, var. Kocanın senin üzerinde öyle hakları var ki, seni deve­nin sırtında iken arzu etse, ona mani olmayacaksın," dedi. Daha sonra "bazen adet oluyoruz, ayrı yatak da olmuyor, o zaman ne yapacağız?" diye tekrar sordu; o da şöyle cevap verdi.

" O durumda olan kadın eteğini iyice bağlasın, sonra kocasının yatağına girsin. Etekten yukarısı ko­casına helaldir. İlaveten sana şunu da anlatayım:

Benim sıramdı. Resülüllah o gece benim yanımda olacaktı. El değirmeninde arpa öğüttüm, birkaçtane ekmek yaptım. Resülüllah içeri girdi. Kapıyı itti. Mescide girdi. Uyumak is­tediği zaman kapıyı kilitler, kırbanın ağzını bağlar, su kabının üzerini örter ve çırayı söndürürdü. Kendisini bekledim. Dönsün de ona ekmek ikram edeyim, diye düşünüyordum. Dönmedi. Nihayet beni uyku bastı. O da üşüdü. Sonra geldi, beni kaldırdı:

"Beni ısıt, beni ısıt" dedi. Ben de hayızlı olduğumu söyledim, "zararı yok" dedi ...

. 

. 

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri 

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com