Mekkei Mükerremedeki Kâbei muazzamayı - ki, bütün ehli İslâmın kıblesidir - ziyâret etmekten ibarettir.

Kâbeyi ziyaret iki türlüdür: Biri (omre), diğeri (Hac) dır.

Omre, sâyü tavaftan ibarettir ki, (Haccı asgar) sayılır. Bunun için muayyen zaman yoktur.

Hac, Zilhiccenin dokuzuncu günü ki, (Arefe) tâbir olunur. (Arafat) denilen yerde bulunmak şartiyle Kâbei Muazzamayı tavâf etmek ve Safâ ile Merve arasında sâyetmekten ibârettir. Bu ziyaret, Omreye nisbetle (Haccı ekber) olur. Her ikisinde ihram şarttır ki, Mikaatı-muayyeninde dikişli libaslardan soyunup, bir veya iki parça beze sarınmak ve sanki dünyevî meyillerden sıyrılıp, kefenli ölü gibi zengin ve züğürt hep bir yerde, baş açık, yalın ayak Dîvânı Bâride bulunmaktır.

Haccetmek, hem servete, hem sıhhat ve kuvvete, ayrıca yol emniyyetine mütevakkıf, bir (ibâdet-i mâliye ve bedeniye) dir. Binaenaleyh bu ibâdet ile Müslümanların ancak, hür ve zengin ve vasıtaya inip binmeğe kaadir olanları mükelleftir.

Kâbeyi, Hac ve Omreyi bize bildiren ve her hayır ve fazileti öğreten, Peygamber efendimiz olduğu için, haccdan sonra teşekkür, olarak Medînei Münevverenin toprağına yüz sürmek yâni Hazreti seyyidül-enâmın Ravza-i mutahharasını ziyâret eylemek dahi zenginlere bir vazifedir.

Bunlardan mâdâ, Ramazan bayramında Sadakai-fıtır vermek ve Kurban bayramında kurban kesmek ve icâbında secdei-sehiv yapmak ve Kur'ân tilâvet etmek ve evlenmek ve zevceyi ve usûl ve furûunu infâk ve ebeveynine ve zevcenin zevcine hizmet eylemek ve beş vakitte ezan okumak ve câmilerde cemâat olup namaz kılmak ve kurban bayramında arefe sabahından bayramın dördüncü günü ikindisine kadar olan vakitlerde, tekbir almak ve erkek çocukları hitan (sünnet) etmek dahi dinî vecibelerimizdendir.

   
© incemeseleler.com