Hz. Allah buyuruyor ki:

"Zinaya yaklaşmayınız. Çünkü o, şüphesiz bir ha­yasızlıktır, kötü bir yoldur." (Süre-i İsra 32 )

İlk müslümanlar Peygamberimiz'e biat edecekleri zaman kendilerinden "zina etmiyeceklerine" dair de söz alınmış ve on­dan sonra biatları kabul edilmiştir.

Zinaya mani olan amellerden birisi de hakkıyle kılınan na­mazdır. Namaz ihlasla kılınırsa insanı her kötülükten alıkoyar.

Zinanın kötülüğü hakkında Peygamberimiz buyuruyorlar ki:

"Zina eden, zina ettiği vakit (kamil) mümin olarak zina edemez. Hırsız, hırsızlık yaptığı zaman (olgun bir) mümin olarak hırsızlık yapamaz. Şarap içen kimse, onu içtiği sırada kamil mümin olarak içemez."

(Müslim c. 1, s. 54; Buhari c. 6, s. 241)

"Bir kişi zina ettiği zaman ondan imanın nuru çıkar, bir gölge gibi üzerinde durur. Ondan ayrıldığı zaman geri döner."

(et-Terğib ve't-Terhib c. 3, s. 273)

Utanma, imanın ayrılmaz bir lazımıdır. Zina ise utan­mazlığın son perdesi! Bir kişi, Allah'dan utanmayı, melekler­den sıkılmayı bırakarak zina ederse, iman kalbde karar edemez ve çıkıp sahibinin başında titremeye başlar. O kimse bu alçaltıcı işten ayrıldığı zaman iman da kalbe döner.

"İman bir gömlek gibidir. Allah, dilediği kimseye onu giydirir. Bir kul zina ettiği vakit Allah ondan iman elbisesini soyar. Eğer tövbe eder ise geri çevri­lir."

(et-Tergib ve't-Terhib c. 3, s. 273)

"Üç kimse vardır ki kıyamet günü Allah onlara (rahmet nazarı ile) bakmaz, onların günahlarını temiz­lemez ve onlara gayet acıklı bir azap vardır. Onlar:

Zina eden ihtiyar, yalancı hükümdar ve büyüklük tas­layan fakirdir."

(et-Terğib ve't-Terhib c. 3, s. 275.)

"Muhakkak ki yedi kat gökler ve yedi kat yerler zina eden ihtiyara la'net ederler. Şüphe yoktur ki, zina edenlerin avret yerlerinin çirkin kokusu, elbette ce­hennem halkına bile eziyet verir."

(et-Terğib ve't-Terhib c. 3, s. 276)

Cehennem içindeki yanık, et, yağ ve saç kokuları oradakileri tahammül edilemez bir işkence içine iter. Fakat zina eden kim­selerin avret mahallerinden yayılan koku, hepsinden daha çir­kindir.

Ahlaksızlıkları ile ictimai ahlakı altüst eden, cemiyeti koku­tan kadınların tenasül uzvunun sızıntıları, ateşte eriyen yağ, kan ve irinlerle karışıp kaynayınca tahammül edilemiyecek bir hal alır ve cehennemde yananları bile müteessir eder.

Peygamber efendimiz Mirac gecesi göklere yüceldiği za­man, çirkin kokular yayılan bir dereye yolu uğramış ve orada şiddetli bağırmalar ve feryatlar işitmişti. Cebrail aleyhisselama:

''Ya Cebrail, bunlar kimlerdir?" diye sormuştu O:

"Zina için süslenen ve fuhuş işleyen kadınlardır" cevabını verdi.

"Aralarında "Piç" çoğalmadıkça, ümmetim hayırdan ayrılmaz. Onlar arasında piç çoğaldığı za­man, Allah'ın onları genel bir azaba uğratması çok sürmez.”

(et-Terğib ve't-Terhib c.3, s. 277.)

İbni Mes'ud (r.a.) ten şöyle dediği rivayet olunmuştur: Resulüllah (s.a.v.) e:

- Hangi günah Allah katında daha büyüktür?" diye sormuştum .. Resul-i Ekrem:

-" Seni yarattığı halde Allah'a ortak koşmandır" buyurdu.

Ben:

-" Bu, (suç) muhakkak, elbette büyüktür" dedim, "Sonra hangisidir?" O

-" Seninle birlikte yemeğini yiyecektir diye çocuğunu öldürmendir" buyurdu. Ben:

-" Daha sonra hangisidir?" dedim. Resulüllah (s.a.v.):

-" Komşunun hanımı ile zina etmendir" cevabını verdi

(et-Terğib ve't-Terhib c. 3, s. 278).

Komşular arasında iyi geçimin devamı için onların mal­1arını kendi malımız gibi korumak, canlarını yakmamak ve namusuna göz dikmemek lazımdır. Komşu kadını ile zina, on tane fahişe ile zina etmeye eş tutulmaktadır.

Peygamber efendimiz bir gün ashabına hitaben şöyle bu­yurmuştu.

-"Zina hakkında ne dersiniz?". Ashab:

-"Aziz ve Celil olan Allah'ın ve onun Resülünün

yasakladığı bir haramdır ve bu (iş) kıyamete kadar ha­ram (olarak kalacak) dır." dediler. Resül-i Ekrem:

-"Bir adamın on tane fahişe ile zina etmesi komşusunun karısı ile zina etmesinden daha hafiftir. buyurdu.

"Kocası yanında olmayan bir kadınla zina eden kimsenin benzeri, kıyamet gününün siyah yılanlardan birinin dişleriyle didiklediği kimsenin benzeridir."

(et-Terğib ve't-Terhib c. 3, s. 279)

Bu noktadan hareketle diyebiliriz ki, askerlik, vatan müda­faası, ticaret ve kazanç temini, zirai veya sınai bir ihtisas sahibi olma arzusu ile gitmiş bulunan kimsenin yokluğundan fayda­lanarak karısı ile zina eden bedbaht, avını dişleyen bir kobra ve bir engerek yılanından daha feci bir suç işlemiştir. Zira onu ze­hirli bir yılan sokmuş olsa fani hayatı son bulacaktır. Zinaya alet kılınan kadın, çiğnenen iffetiyle birlikte dünyası ve ahireti perişan edilmiş olmaktadır. Onu baştan çıkaran kimsenin ce­zası da yaptığı işe uygun olarak verilecektir.

"(Evlerinde rahatlıkla oturanlara) asker ailelerinin ha­ramlığı, annelerin (oğullarına olan) haramlığı gibidir. Bir kimse mücahitlerden birinin ailesinin işlerini gö­rüp gözeten durumunda iken ona hıyanet ederse, kıyamet günü hak sahibi olan mücahit onu bekleyecek de o (namus düşmanı) nın sevablarından dilediği kadar alacaktır." dedi. Resülü Ekrem, daha sonra etrafına bakındı da "Ya ne sandınız?" buyurdu. 

(et-Terğib ve't-Terhib c. 3, s. 279.)

.

.

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır! Link verilebilir.

   
© incemeseleler.com