Kadın ve erkek, insan olmaları bakımından bir iseler de, bir çok hususlarda ayrılırlar. Ayrı oldukları için de birine kadın, diğerine erkek denilmiştir.

Bu farklılıktan dolayı ise farklı emirler ve yasaklar ortaya çıkmaktadır.

Kadın ve erkeği aynı kabul etmek, dünyayı tersine döndür­meye çalışmaktır. Erkeğin doğuramaması ona bir eksiklik ol­madığı gibi, kadının dış işlerde çalıştırılmaması da ona bir ek­siklik getirmez.

Yaratan yaratıcı, kadını kadın olarak yaratmıştır. Öküz süt veremez, inek de çift süremez. Biri, diğerinin vazifesini yapa­madığı için aşağı kabul edilmez. Horoz yumurtlayamaz, tavuk da horoz gibi ötemez. Kadın-erkek eşitliğinden bahseden zavallılar, öküzle ineği, horozla tavuğu aynı göstermek isteyen akıl fukaralarıdır, onlara ancak acımak lazım gelir.

Buna rağmen, kadın-erkek eşitliği diye diretmeye devam edenlere yapılacak şey, öylelerinin kadın olanlarının göğüslerini ameliyatla alıp, erkeklerine dikmektir.

Kadın ve erkek ayrı oldukları için, onlara verilen emir ve tavsiyelerde de farklılıklar olduğunu söylemiştik:

Erkek, müsait bulduğu her yerde abdestini alabilir. Kadın, yakını olmayan erkeklerin göremeyeceği bir yerde abdestini almalı ve dinimizin tesettür emri ni ihmal et­memelidir.

Erkek, gusülde uzun ve örülmüş saçı varsa onları çözüp yıkamak mecburiyetindedir.

Kadın, örülmüş saçlarını çözmek zorunda değildir.

Çünkü bunda kadına zorluk vardır. Dinimiz kadının bu husus­taki durumunu dikkate almış ve saçlarının köklerinin ıslanmasını kafi görüp, baştan aşağı sarkan saçlarının ıslanmasını istememiştir .

Geçmiş namazların, kazasında:

Müslüman bir erkek, hangi mazeretle namazı kazaya kalırsa kalsın, onu kaza etmekle mükelleftir.

Kadın, adet ve lohusalık hallerinde namaz kılmakla mükellef tutulmadığı için, bu namazların kazası ile de mükellef olmamaktadır.

Cenazenin yıkanmasında:

Erkek, vefat eden karısını yıkayamaz. Zira kadının ölümü ile nikah bağı tamamen kopmuş olur. Başka yıkayacak kadın bulunmazsa erkek, eline bez sararak teyemmüm ettirmelidir.

Kadın, vefat etmiş kocasını yıkayabilir. Çünkü, vefattan dört ay on gün sonrasına kadar, nikah eserleri devam etmektedir.

Cinsi mukarenete zorlanmada:

Ramazan günü, kocası tarafından ölümle tehdit, bir uvzunu kesmek veya bu gibi şeylerden .birine sebep olacak şekilde dövülmek suretiyle cinsi mukarenete zorlanan kadına, sadece kaza lazım gelir.

Erkek, için hem kaza hem de keffaret icap eder. (33)

 Hac yolculuğunda:

Erkek, dilerse yanına bir yol arkadaşı alır; dilerse, tek başına hac yolculuğu yapabilir.

Kadın, ya nikahı ebediyyen kendisine haram olan kimse­lerden birisinin yanında veya kocasıyla bu yolculuğu yapacaktır. Bunlardan birisinin bulunmaması halinde, kendi başına veya başka kimselerle hacca gidemez.

.

.

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eserin başka sitelerde yayımlamak yasaktır! Link verilebilir.

33) Büyük İslam İlmihali, oruç kitabı md. 156.

   
© incemeseleler.com