Mektubat 1. Cilt, 299 Mektup,

Şeyh  Ferid Rabhûlî’’yye  yazılmıştır.yazılmıştır. Ne hakkında yazılmıştır?

فِِ التَّعْزِيَةِ

Taziye yani sabır tavsiyesi hakkında,
Daha?

والدلالة على الرضا بالقضاء
Ve kaza’ya razı olmaya delalet hakkında , daha?

وبَيَانِ فَضِيلَةالْمَوْتِ بِِلطَّاعُونِ

Ve tâûâûn (vebn (vebââ) ile ölümün faziletinin beyanı hakkında) daha?

وأَنَّ الْفِرَارَ مِنْهُ كَبِيرَ ة


Ve bu hastalıktan (hastalık mahallinden)  kaçmanın büyük günah olduğu  hakkında,
ne gibi büyük günah olduğu?

كَالْفِرَارِ يَوْمَ الزَّحْف

Harp gününde (düşmandan) firar etmek gibi.


بَعْدَالَْْمْدِ وَالصَّلَوَاتِ وَتَبْلِيغِ الدَّعَوَاتِ

Cenâb--ı Hakk’a Hamd’den, Rasülüllah’a onun Ehlı Hakk’a Hamd’den, Rasülüllah’a onun Ehl--i Beytine i Beytine ve Ashabına salatve Ashabına salat--ü selamdan, size ü selamdan, size ((ve yanınızdakilere)) dualarımı tebliğden sonra
لِيُعْلَم

Malum olsun ki;

أَنَّ الْمَكْتُوبَ الشَّرِيفَ قَدْ وَصَلَ

Muhakkak kıymetli mektubunuz  (elime) ulaştı.

وقد بين فيه المصيبات

O mektubunuzda başa gelen musibetler beyan olunmuş.

انا لله وانا اليه راجعون

Muhakkak biz, Allâh’ın kulla‘Muhakkak biz, Allâh’ın kullarıyız ve rarıyız ve nihâyet ona döneceğiz.

ينبغى الصبر والتحمل والرضاء بالقدر

Sabır, tahammül ve kadere rıza gösterme lazımdır.

{شعر}:

ان كنت تؤذينى


Eğer sen beni incitirsen,

فلست بمعرض
Ben senden yüz çevirici değilim.

 (Sen benim Mevla’msın, dilediğini yaparsın.)

وقد استطبت
Tahkik ben razı olmuşumdur. kimden?

مِنَ اْلأَعِزَّةِ

Büyüklerden,neye?

ذِلَّتِ
Zilletimee.. Yani onlar tarafından gelecek olan benim Yani onlar tarafından gelecek olan benim zilletime razı olmuşumdur.zilletime razı olmuşumdur.

قال الله تبارك و تعالى
Cenâbı  Hakk, Kitabı Hakiminde şöyle buyurmuştur;

وَمَا أَصَابَكُمْ مِنْ مُصِيبَةٍ
Başınıza ne musibet geldi ise,

فَبِمَا كَسَبَتْ أَيْدِيكُمْ
Kendi ellerinizin kazancı iledir,

وَيَعْفُو عَنْ كَثِيرٍ ،
Halbuki Allah birçoğundan afvediyor.

وَقَالَ تَعَالََ

Yine Cenâb--ı Hakk şöyle buyurmuştur.

ظَهَرَ الْفَسَادُ فى البر وَالْبَحْرِ
Karada ve denizde fesad zuhura
Fıtri  nizam bozuldu  gerek tabiî ve gerek ictimaî ve şartlardaşartlarda uygunsuzluk meydana geldi. , ne sebebiyle?

بما كسبت ايدى الناس ،
İnsanların ellerinin kesbi yüzünde. Sure-i Şura, Ayet:30

وَقَدْ هَلَكَ فِِ هَذَاالْ وبَِءِ مِنْ شُؤْمِ أَعْمَا لِنَا الْبَقَرَاتُ
Tahkik amellerimizin fenalığından (uğursuzluğundan) dolayı şu veba hastalığında birçok sığırlar (hayvanlar) telef oldu, niçin?

لِكَثْرَةِ اخْتِلاَطِهَا بِنَا

Bize olan ihtilatlarının çokluğundan dolayı, daha?

وَمَاتَتِ النسَاءُ أَكْثَرَ مِن الرِجَالِ ،

Ve bu veba salgınında erkeklerden daha fazla olarak  kadınlar öldü.

فَإِنَّ تَعَلُّقَ بَقَاءِ نَوْعِ اْلإِنْسَانِ

İnsan nev’inin bekasının (devamının) taalluku, neye taalluku?

بِوُجُودِهِنَّ

Onların bulunmasına taallukutaalluku, , nedir?

أَكْثَرُ ،

Daha fazladır. (Yani kadınlar olmazsa nesil çoğalmaz.)(Yani kadınlar olmazsa nesil çoğalmaz.)

وَالَّذِي فَرَّ مِن الْمَوْتِ فِِ هَذَا الْوَبَِءِ

Şu veba hastalığında ölümden kaçan kimse, daha?

وَسَلمَ
Selamet bulan kimse, (yani ölmeyen kimse)

فالتراب عَلَى حَيَاتِهِ
Onun hayatının başına toprak saçılsın.

وَالَّذِي لم يَهْرُبْ وَمَاتَ

Veba salgını olup kaçmayan ve ölen kimse ise,

فَطُوبََ لَهُ وَبُشْرَى لَهُ بِِلشَّهَادَةِ ،

Şahadetle (şehitlikle) ona müjdeler olsun.

وَقَدْ جَزَمَ شَيْخُ اْلإِسْلاَمِ اِبْن ا لَْجَرٍ

Muhakkak Şeyhu’l-İslam ibni Haceri Askalânî hazretleri  cezm etmiştir (kesinlikle yazmıştır), nerede?

فِِ كِتَابِ " بَذْلُ الْمَاعُونِ فِِ فَضْلِ الطَّاعُونِ
بذْلُ اْلمَاعُونِ فِ فَضْلِ الطَّاعُونِ isimli kitabındaisimli kitabında yazmıştır.yazmıştır. Neyi yazmıştır?

بان الْمَي تَ بِِلطَّعْنِ لا يسئل
Tâûn (vebâ) ile ölen kimse kabrinde sual olunmaz. Niçin  kabrinde sual olunmaz?

لأَنَّهُ نَظِير الْمَقْتُولِ فِِ الْمَعْرَكَةِ
Çünkü harp  meydanında ölen kimsenin naziridir. (benzeridir). (Nasıl ki şehide sual yoksa bu kimseye de sual yoktur.
  Askalânî hazretleri daha neyi cezm etmiştir?

وبان  الصَّا بِرَّ فِِ الطَّاعُونِ مُُْتَسِبًا
Cenâb-ı Hakkın rızasınını gözeterek tauna sabreden kimse,

يَعْلَمُ
Bilir ki

أَنَّهُ مَا يُصِيبُهُ اِلََّ مَا كُ تِبَ لَهُ
Kendisine ancak onun için yazılan şey isabet edeceğini bilir.

إِذَا مَاتَ فِيهِ بِغَيْرِ الطَّعْنِ لََ ي فُْتَُ أَيْضًا ؛
Veba hastalığına yakalanmadan bir başka sebeple öldüğü zaman, yine aynı şekilde sual olunmaz. Niçin?

لأَنَّهُ نَظِير الْمُرَابِطِ ،
Çünkü o hudutta nöbet bekleyenin naziridir.

كَذَا ذكََرَهُ الشَّيْخُ اْلأَجَلُّ السُّ يُوطِيُّ
Bu şekilde Büyük muhaddis Celalettin Süyûtî hazretleri de zikretti, nerede?

فِِ كتَابِ : " شَ رْحُ الصُّدُورِ بِشَرْحِ أَحْوَالِ الْمَوْتَى وَالْقُبُورِ "

شَرْحُ الصُّدُورِ بشَرْحِ أحْوَالِ اْلمَوَْتى وَاْلُقُبورِ isimli kitabında aynısını zikretmiştir.

وَقَالَ :
Ve kitabında demiştir ki;

" وَهُوَ حُجَّة جِدًّا ،

Halbuki O Suyûti Hazretleri cidden hüccettir. (Yani büyük muhaddistir.) Demiştir ki;

والذى لم يهرب ولم يمت

Vebadan kaçmayıp ölmeyen kimse, nedendir?

من جملة الغزات والمجاهدين

Gaziler ve mücahitler cümlesindendir. Daha nedendir?

وَمِنْ زُمْرَةِ الصَّابِرِينَ والمبتلين

Sabredenlerin ve belaya uğrayanların zümresindendir.

وَلِكُ ل شَخْصٍ أَجَل مُسَمًّى

Herkes için muayyen birbir ecel vardır.

لا تقديم فيه ولا تأخير
O ecel-i müsemmada ne cins-i takdim vardır ve nede cins-i tehir vardır.

وَسَلاَمَة أَكْثَرِ الهاربين
Kaçanların çoğunun selameti (ölmemesi) ise,

انما هى

Onların selameti ancak, niçindir? 

لعدم مجئ اجلهم
Ecelleri gelmediği içindir.

لا ان الفرار نجاهم مِنَ الْمَوْتِ ،
Yoksa onların kaçmaları onları ölümden kurtarmış olduğu için değildir.

وَهَلاَكُ أَكْثَرِ الصَّابِرِينَ اِنَََّّا هُوَ لِبُلُوغِ أَجَلهِمْ
Sabredenlerin çoğunun ölmesi ise ancak  ecelleri geldiği  içindir. Böyle olunca!

فَلَيْسَ الْفِرَارُ ينجى
Firar (vebâ’dan kaçmak) kurtarıcı değildir.

ولا الاستقرار يهلك

Sebat da ihlak edecek, öldürecek değildir.

وَهَذَا الْفِرَار كَالْفِرَارِ يَوْمَ الزَّحْفِ مَعْصِيَة كَبِيرةَ
Bu vebâ’dan firar, harp gününde kaçmak gibi büyük bir günahtır.

وَمِنْ مكر الله سُبْحَانَهُ ؛

Cenâb-ı Hakkın mekrinden (planlarından)’dir ki;

حيث يسلم الهاربين

Kaçanlara selamet verir,

وَيهُْلِكُ الصَّابِرِينَ
Ve sabredenleri de ihlak eder, öldürür.

يُضِلُّ بِهِ كَثِيرًا وَيَهْدِي بِهِ كَثِيرًا ،
Bununla pek çok kimseyi dalalette bırakır ve pek çok kimseyi hidayet eder.

وقد سمعنا صبركم وتحملكم وامدادكم واعانتكم للمسلمين

Muhakkak biz sizin sabrınızı, tahammülünüzü, imdadınızı ve müslümanlara yardımcı olduğunuzu işittik.

جَزَاكُم الله سُبْحَانَهُ خَيْرًا
Cenabı Hakk sizleri hayır ile mükâfatlandırsın.

ولا يضيقن قلبكم فى تربية الاطفال وتحمل اذاهم
Çocukları terbiye ve onların ezasına tahammül hususunda kalbiniz daralmasın, niçin daralmasın?

فَإِنَّ الْمَرْجُوَّ ترَ تُّبُ أَجْرٍ جَزِيلٍ عَلَيْهِ ،
Çünkü Allahtan ümit olunan bu hizmete karşı büyük bir sevabın terettübüdür.

 

وما ذا اكتب ازيد من ذلك و السلام.

Bundan daha fazla olarak ne şey yazayım! Vesselam

ARAPÇA TAM METİN:

 {المكتوب التاسع والتسعون والمائتان الى الشيخ فريد الرابهولى فى التعزية والدلالة على الرضا بالقضاء وبيان فضيلة الموت بالطاعون وان الفرار منه كبيرة كالفرار يوم الزحف}

بعد الحمد والصلوات وتبليغ الدعوات ليعلم ان المكتوب الشريف قد وصل وقد بين فيه المصيبات انا لله وانا اليه راجعون ينبغى الصبر والتحمل والرضاء بالقدر {شعر}:

ان كنت تؤذينى فلست بمعرض * وقد استطبت من الاعزة ذلتي

قال الله تبارك و تعالى وما اصابكم من مصيبة فبما كسبت ايديكم ويعفو عن كثير وقال تعالى ظهر الفساد فى البر والبحر بما كسبت ايدى الناس وقد هلك فى هذا الوباء من شؤم اعمالنا البقرات لكثرة اختلاطها بنا وماتت النساء اكثر من الرجال فان تعلق بقاء نوع الانسان بوجودهن اكثر والذى فر من الموت فى هذا الوباء وسلم فالتراب على حياته والذى لم يهرب ومات فطوبى له وبشرى له بالشهادة وقد جزم شيخ الاسلام ابن الحجر فى كتاب بذل الماعون فى فضل الطاعون بان الميت بالطعن لا يسئل لانه نظير المقتول فى المعركة وبان الصابر فى الطاعون محتسبا يعلم انه ما يصيبه الا ما كتب له اذا مات فيه بغير الطعن لا يفتن ايضا لانه نظير المرابط كذا ذكره الشيخ الاجل السيوطى فى كتاب شرح الصدور بشرح احوال الموتى والقبور وقال وهو حجة جدا والذى لم يهرب ولم يمت من جملة الغزات والمجاهدين ومن زمرة الصابرين والمبتلين ولكل شخص اجل مسمى لا تقديم فيه ولا تأخير وسلامة اكثر الهاربين انما هى لعدم مجئ اجلهم لا ان الفرار نجاهم من الموت وهلاك اكثر الصابرين انما هو لبلوغ اجلهم فليس الفرار ينجى ولا الاستقرار يهلك وهذا الفرار كالفرار يوم الزحف معصية كبيرة ومن مكر الله سبحانه حيث يسلم الهاربين ويهلك الصابرين يضل به كثيرا ويهدى به كثيرا وقد سمعنا صبركم وتحملكم وامدادكم واعانتكم للمسلمين جزاكم الله سبحانه خيرا ولا يضيقن قلبكم فى تربية الاطفال وتحمل اذاهم فان المرجو ترتب اجر جزيل عليه وما ذا اكتب ازيد من ذلك و السلام.

 

299. Mektup

MEVZUU : a) Taziye.
b) Kazaya razı olmaya delâlet..
c) Taun hastalığı sonunda ölümün faziletini beyan.
Bundan kaçmanın dahi, askerden kaçmak gibi büyük bir günah olduğu..

***

NOT : İMAMI RABBANİ Hz. bu mektubu, Şeyh Ferid Rabholi'ye yazmıştır.

***

Allah"a hamd olsun. Salât ve selâm onun Resulüne.. Sizlere dahi dualar etmekteyim.

***

Mübarek mektubun bize ulaştığı malum olsun. O mektupta başa gelen musibetler dahi beyan edilmiş.. (Bu arada bir âyet meali:)

— «Biz, Allah içiniz; ona döneceğiz.» (2/156)

Yaraşan iş, sabır ve tahammüldür. Kadere de razı olmak gerek..

Bu manada bir şiir:

Döndürmez senden beni gelen eziyet; Berekettir bana dosttan gelen zillet..

***

Bir başka âyet-i kerimede ise. Allah-ü Taâlâ şöyle buyurdu:

— «Size bir musibet gelirse, ellerinizle kazandığınızdır; bununla beraber, (Yüce Allah) çoğunu affeder.» (43/30)

Bir diğer âyet-i kerimede ise, Allah-ü Taâlâ şöyle buyurdu:

— «İnsanların elleri ile ettikleri işler sebebi ile, denizde ve karada fesat zuhura geldi..» (30/41)

Bu veba hastalığında; amellerimizin şumluğundan dolayı, bizlerle ihtilatları sebebi ile sığırlar dahi öldü.

Erkeklerden daha çok kadınlar öldü; halbuki, insan nev'inin bekası ile, onların varlığı daha alâkalıdır.

O kimse ki, bu veba hastalığından kaçıp kurtuldu; toprak onun hayatına olsun. O kimse ki, bu hastalıktan kaçmaz ve onun sebebi ile ölür; ona mübarek olsun. Kendisine şehadet müjdesi vardır.

Şeyh'ül-İsîâm İbn-i Hacer, BEZL-I MAUN FİFAZLİ TAUN isimli eserinde kesin olarak şöyle anlattı:

— Taun hastalığı ile ölene sorgu yoktur. Zira o, harp meydanında düşman tarafından katledilen gibidir. Taun hastalığında:

— Ancak, Allah-ü Taâlâ'nın kendisine yazdığı başına gelecek..

Diye inanıp biîsn ve sabırla bekleyen, o sırada taun hastalığında.başka bir hastalıkla ölse dahi aynı hükme tabidir; âhiret fitnelerine uğramaz. Zira onun durumu dahi askerde nöbet bekleyen gibidir.

Bundan başka Büyük Şeyh Süyutî dahi, ŞERH-İ SUDUR Bİ-ŞERH-İ AHVAL'İL-MEVTA VEL-KUBUR kitabında üstteki manayı anlattı. Sonra şöyle dedi:

— O mana, bu hususta bir hüccettir.

O kimse ki. o hastalıktan kaçmayıp bekler ve ölmez; gaziler ve mücahitler cümlesinden, sabırlılar, müpteliler zümresinden sayılır.

Her şahsın, belli zamanda gelecek eceli vardır: bunda ne takdim vardır, ne de tehir.. Ondan kaçanlardan çoğunun selâmeti, ecellerinin gemleyişindendir; firar, onları ölümden kurtarmış değildir. Sabırla bekleyip ölenlerin pek çoğu dahi, ecelleri geldiği için ölmüşlerdir. Aslında ne kaçmak onları ölümden kurtarabilir; ne de orada kalmaları onları öldürür.

Anlatılan manada bir firar, harp zamanı askerden kaçmak gibi büyük bir masiyettir. Yine bu durum, Yüce Allah'ın bir mekri olup kaçanlar kurtulur; kalanlar ölür. Dolayısı ile şu âyet-i kerime ile anlatılan mana zuhura gelir:

— «Onunla çoklarını hidayete erdirdiği gibi, çoklarını dalâlette bırakır.» (2/26)

Sabrınızı, tahammülünüzü ve Müslümanlara imdad ve yardımınızı duyduk. Allah-ü Taâlâ sizi hayırla mükâfatlandırsın. Çocukların terbiyesinde kalbinize darlık vermesin. Onların eziyetlerine tahammül versin. Bunun üzerine bolca ecir ihsan eylesin.

Bundan daha fazla ne yazayım?.

Vesselam..



incemeseleler.com / H.K. Çalışkan

   
© incemeseleler.com