Nafaka, kitabı nikâhın sonunda zikrolunduğu üzere: taam ve giyim ve süknadan (mesken) ibaret olmak üzere, tarif olunur ise de, İddete âit olan nafakadan — müddet ekseriyetle mümted olmadığı için — giyim sâkıttır.

(Çocuk olduğuna göre, hadane hakkı için, babına bakılsın.)

Zevcenin nafakası, erkeğin nezdinde, hapsi nefs etmiş olmasının mukabili (karşılığı) olmak üzere, zevc üzerine vâcip olduğu cihetten, ivaza benzer (1), bir sıla olduğu gibi, iddet nafakasında dahi, zikrolunan — hapsi nefs — mânâsı melhuzdur. Onun için nafaka İddetin lâzimesinden olmuştur.

Her firkat — ki, iddeti mûcip ve zevce canibesinden taksîratsızdır — nafakayı mûciptir (2).

Duhulden evvel mutallâka olan zevceye, iddet lâzım olmadığı gibi, nafaka dahi, lâzım değildir.

İddetin, nafakayı mucip olmasından (vefat iddeti) ile (masiyet firkati )iddeti müstesnadır ki, şerî sahih nikâh ile, menkuha olanın (3) zevci vefat etmek suretinde, kendisi medhule olsun olmasın, ona iddet lâzım ve nafaka gayri lâzımdır. Çünkü, bu ihtibas, mahzâ şer'î bir haktır. Hattâ, zevcenin medhule olup olmaması, müsavi olmuştur-

Mâsiyet firkatinde dahi, mâsiyet zevce canibinde vukubulduğuna ve meselâ, irtidat veya zevcin oğlunu takbil etmiş bulunduğuna göre, onun medhulesine, iddet lâzım olmakla beraber, hakkını iskata, kendisi sebep olduğu için, nafaka sâkıttır (4).

Vefat muteddesi gebe dahi olsa, ona terekeden ayrıca nafaka takdir olunmaz. (Ümmü veled olan cariyenin, terekeden nasibi olmadığı cihetle, efendisi müteveffa olup, kendisi hâmile bulunmak sûretinde, ona terekeden, takdir olunur.)

İddet nafakası, İddetin sonuna değin, devam eder. Hattâ, eşhur ile iddet beklemekte olan murahika, iddet esnasında kan görmekle, kendisine İddetin istinafı lâzım geldikte, yeni iddetinin sonuna kadar, kendisi nafaka alır.

Tuhurun uzaması ile, hayiz beklerken sinni iyasa eren mutedde dahi iyasa ulaştıktan sonra, eşhur ile edeceği İddetin nihayetine değin nafaka alır.

Nafaka, zevcenin hakkı olmak hasebiyle, hâkim tarafından takdir olunmayarak, ve bu hususta zevcenin talep ve murafaası vaki olmayarak, iddet müddeti geçerse, sâkıt olur.

Muteddeye rıza ile yahut hâkimin hükmü ile takdir edilmiş olan nafaka, iddet müddetinin geçmiş olmasiyle, sâkıt olmaz.

------------

(1) Kitab-un-nikâhın nafaka babına bakınız.

(2) Hâsıl olan firkat, gerek talâk ve gerek fesih neticesi olsun ve talâk olduğuna göre, gerek rec'î ve gerek bâin bulunsun ve beynunet dahi, gerek sugrâve gerek kübrâ olsun ve gerek hâmile, gerek hâmile değil bulunsun. Fesih olduğunagöre, dahi, gerek zevcinin mâsiyetine veya küfüv bulunmamasına veya mehrin noksanı dâvâ olunduğuna mebni olsun ve gerek zevcenin hiyârı bülûğ ile nefsini ihtiyarına mebni bulunsun: Zevcenin islâmî sûretinde, zevcin — indelarz — islâmdanimtinaî veya kendinin ananeti yahut iylâ ve mülâanesi sebebiyle, mübane düşenmedhule zevceye, iddet ve nafaka lâzım olduğu gibi, muhalâa sebebiyle, mübânedüşen zevceye dahi iddet lâzım, ve muhalâa halinde, zevcin zimmeti nafakadanibra edilmiş olmadıkça, nafaka' dahi, mütehattemdir.

(3) Fâsid nikâhâta, vefat iddeti olmadığı anlaşılmıştır.

(4) İddet evinden çıkmamak şartiyle, yalnız sükna hakkı verilir. Çünkü, buhakkı-şer'î olduğundan, hiç bir veçhile sâkıt olmaz. Nafaka ise, onun kendi hakkıdır. Mâsiyyeti ile ayrılırsa, sâkıt olur.

   
© incemeseleler.com