Cinayet: Ağacın yemişini koparmak mânasından alınarak —fil-asıl— kötülük çıkarmak, mealinde masdar olup —hâsılı masdar— olarak haram olan şeyi işlemeğe isim olmuştur. İster mala, ister cana taalluk etsin.

Fıkıh kitaplarının, cinayet babında, cana ve âzaya aid olan, şerre mahsus olduğu gibi, haccın babı cinayatında dahi, haremde ve ihramda câiz olmayan, fiillere has olmuştur.

Haccın cinayetleri: İhram mahzurlarına münhasır olmamak üzere, iki kısımdır: Bir kısmı ihrama ve diğer kısmı hareme aittir. İkinci kısım cinayetin, muhrime ihtisası yoktur.

Muhrime muhtas olan cinayet, birkaç nevidir.

Demi mucib olan, sadakayı mucib olan, tasadduku mucib olan, kıymeti mucib olan.

Dem, itlâk olunduğu yerde, ondan koyun anlaşılır ki, bir koyun ve keçi kurban edilmek demektir. Haccı kıran yapanın cinayetinde, dem iki olur (1).

Şat kurban etmek, demi mucib olan, her cinayette kâfidir. Yalnız iki nevide kâfi değildir. Onlardan biri, arefe vukufundan sonra, ve ziyaret tavafından evvel —muvakaa etmek— ve diğeri, ziyaret tavafını, büyük hades halinde eylemektir. Bu iki nevi cinayette vâcib olan, bedenedir ki, bir deve veya bir sığır kurban etmektir.

Sadaka: Buğdaydan yarım sâdır ki, murad bir sadakai fıtır miktarının verilmesidir.

Tesadduk: Sadakanın aşağısıdır. Bir miktar tesadduk, yahut dem veya oruç arasında, muhayyer olmağa şamildir.

Kıymet: Av öldürmenin cezasıdır. Muhrimlerin teaddüdü ile müteaddid olur (2).

(Bunlar, sebepleri olan cinayetlerin, kefaretleridir.)

Demi mucib olan cinayetler şunlardır: Muhrim olan kimse, bir uzvuna kâmilen koku sürmek (3), saça yağ yahut kına sürmek, dikişli veya yapışık libası mutad veçhile (4), tam bir gün giymek (5), başına bir şey örtmek yâni bere veya takke giymek yahut sargı sarmak, tiraş olmak (6), hacamat dahi olmak şartiyle (7), hacamat yerini tıraşlamak, koltuklarının birinden veya ikisinden kılları temizlemek tırnak kesmek (8), haccın vaciplerinden birini (meselâ, remyi cimari ve hattâ yalnız bir günlük remyi) terk etmek, remy ve zebh ve tiraş fiillerinde takdim ve tehir vukûa getirmek.

Velev ki, bu mahzurları, mâzûr olarak yapmış olsun (9).

Tavafta tahir bulunmak dahi, haccın vaciplerinden olmakla, onu terk etmenin kefareti, hadesin küçük ve büyük ve tavafın nevi itibariyle muhteliftir. Şöyle ki:

Kudum tavafını veya vedâ tavafını hadesi asgar ile, icrâ etmek, cinayetinin kefareti, yarım sâ' olan sadakadır. Onları, hadesi ekber halinde yapmak cinayetinin kefareti, ziyaret tavafını hadesi asgar ile icrâ etmek cinayetinde olduğu gibi, —dem— dir. Ziyaret tavafını, büyük hades ile etmenin kefareti —bedene— dir.

Hangi tavaf, hangi hades ile olursa olsun, icrâ edildikten sonra, temiz olarak iade olunursa, mücibi olan kefaret, sakıt olur.

Haccın vaciplerinden olan sâyin (10), ve Müzdelifedeki vukufun ve âfakiye göre, veda tavafının terkine dahi, dem lâzım gelir.

Sadakayı mucib olan cinayetler şunlardır: Bir uzuvdan azını kokulamak, bir günden eksik müddette giyinmek, baş veya sakalın dörtte birinden azını tıraş etmek, bir tırnak kesmek (11) kudum veya sader tavafını abdestsiz etmek, sader tavafından veya saiyden bir şavtı terk etmek, remyi cimarda bir taş eksik atmak (12), başkasını tiraş etmek, yahut onun tırnağını kesmek.

Tesadduk mûcip olan cinayetler şunlardır: Kehle (bit) öldürmek (13). çekirge öldürmek, (Bunlarda, ne dilerse, onu tesadduk eder.)

Kıymeti mûcib olan cinayet: Av vurmaktır (14).

İki ehli vukuf, vurulan ava gerek küçük veya büyük olsun öldürüldüğü yerde ve orada kıymetli olmadığına göre, oraya yakın olan yerde, kıymetini takdir ederler. Av vurma cinayetinin cezası, onun takdir olunan kıymetidir (15). O kıymet, tesadduk olunmak lâzım gelir. Eğer, kıymeti, kurban kıymetine bâliğ olursa, ya bir kurban alıp, onu harem dahilinde kesmek veyahut buğday satın alıp, onu her nerede olursa, yarımşar sâ' olmak üzere, fukaraya tesadduk eylemek (16), yahut her yarım sâ' bedelinde velev müteferrikan olsun birer gün oruç tutmak arasında o kimse muhayyer bulunur.

Katl olunan hayvan, eti yenmeyen —fil gibi— büyük dahi olsa, cezası bir dem kıymetini, tecavüz etmez.

Eti yenilen hayvanın kendi kıymeti tesadduk olunur.

Hayvanın ayaklarından birini ve kuşun kanadını kırarak, onun savunmasına engel olmak (17), onu öldürmek demek olduğu için, tam kıymeti, icab eder.

Kuşun, cılk olmayan yumurtasını kırmak dahi, böyledir.

Hayvanın kılını yolmak ve korunmasını ihlâl etmeyen uzvunu kesmek ve kuşun uçup kurtulmasına yardımı olan, kanat, tüylerinin gayrisini yolmak, noksan kıymet verilmesini mûcib olur ki, o hayvan ve o kuş bir sağlam ve bir de, o nakıs haliyle nazara alınıp takdir olunacak iki kıymetinin, arasındaki fark, tesadduk olunur (18).

Kargayı (19), çaylağı, akrebi, fareyi, yılanı, azgın köpeği (20); sivri sineği, karıncayı (21), pireyi, keneyi, kaplumbağayı, sineği (22), kelebeği, arıyı, kirpiyi, kertenkeleyi, velhasıl av cinsinden olmayan ve bedeni insanîden tevellüd eylemeyen, bil-cümle yılan ve çıyan ve diğer zararlı haşeratı öldürmeğe bir şey, terettüp etmez.

Av hayvanlarının, insana saldıranını dahi, öldürmekle bir şey lâzım gelmez.

Haremin hürmeti, muhrime muhtaç olmadığından, haremin avını avlamak ve nebatını koparmak, muhrim olmayana dahi, halâl ve câiz olmayıp, gayri muhrim bulunan kimse, haremin avlarını öldürür ve nebatını kesme ve koparma sûretinde, saim olmak kifayet etmeyip, kıymetini vermek lâzım gelir (23).

Bir kimsenin mülkünde nabit değil ise, bir kıymet ve eğer bir kimsenin mülkünde nabit ise, iki kıymet verilir ki, biri malikinin hakkı ve diğeri şer'in hakkıdır (24).

Haremi Mekke dahilinde, hayvan otlatmak ve ot biçmek haramdır. Ağacın kurumuşunu kesmek veya sökmekte, beis olmadığı gibi, Mekke samanı dedikleri izhır otu ile mantar, dahi hürmet hükmünden müstesnadır.

--------------

(1) Mesele: O hangi muhrimdir ki, bir cinayet etmiş olduğu halde, iki kurban kesmek lâzım gelmiş olsun? Cevabı: İhram hakkında kanı mucip cinayeti, işleyen haccı kıran sahibinedir. Haccı ifrada niyyet edenin cinayetine bir kurban lâzım iken, ona iki kurban lâzım gelir. Zira hem hacc ihramının, hem omre ihramının hürmetini çiğnemiştir.

(2) Çünkü, fiil teaddüt etmiştir. Haremin saydını iki helâl (yâni muhrımolmayan iki kişi) katederse, yalnız bir kıymet lâzım gelir. Çünkü, mahal müttehittir.

(3) Tıyb: Hoş rayihası olan, her cisme itlâk olunur. Misk, anber, ûd ve bunlarla terkip edilmiş kâfur gibi, velev ki, unutarak veya bilmeyerek yahut zorlanarakistimal edilmiş olsun. Tıybi: yemek, dahi sürmek gibidir. Bütününden, biruzuv miktarı mahal hâsıl olan, müteferrik mahaller dahi, bir uzuv hükmünde olup,topluluğun ittihadı şartiyle cemii beden dahi, bir uzuv hükmündedir. Meclis müttehitdeğil ise, her tiyb, bir kefaret lâzım gelir. Kefaret edip de, tıybi, uzuvdan gidermemiş olursa, bir kan daha lâzım gelir.

(4) Mûtat üzere, giymeyip de, beline kuşanır ve yahut omuzuna atar ise birşey lâzım gelmez.

(5) Tam bir gece giymek dahi böyledir.

(6) Başının veya sakalının birer rubunu dahi tıraş etmek böyledir. Bıyık kırpmakta, sadaka verilir.

(7) Bu kaydı, müellif dürer haşiyesinde ziyade etmiş ve demiştir ki, tıraşıhacamat takip etmezse, indel-imam sadakadan başka bir şey lâzım gelmez.

(8) Gerek iki elinin ve iki ayağının tırnaklarını bir mecliste kesmiş olsun,gerek yalnız bir elinin veya yalnız bir ayağının tırnaklarını kesmiş bulunsun. Eğer el ve ayak tırnaklarını başka başka dört mecliste keserse, dört kan, lâzımgelir.

(9) Haccı şerife giden bâliğ bir kimse, muhrim iken başını örtse, o kims;yene lâzım gelir? Cevabı: Kâmilen bir gün örtmüşse, kan lâzım olur. Az örtmüsse,buğdaydan yarım sâ' fukaraya tasadduk eder. O kimsenin, yazılı olduğu üzere, örtünmesi, özre mebni ise, kendisine kan lâzım olur mu? Cevabı: Olur.

(10) En çoğunu terk dahi, tamamını terk gibidir. Onda özürsüz binekli olmakdahi, kanı muciptir.

(11) Her tırnak için yarım sâ' veya onun kıymeti tesadduk olunur. Eğer onların mecmuu, bir kurban kıymetine müsavi olursa, dilediği bir miktarı tenzil ederek verir. Beş parmağının tırnaklarını, müteferrikan kesmek suretinde olduğu cibiki, meclisi vahitte kesmekte, istirahat tam olmakla, cinayet kâmil ve binaenaleyh,kan lâzım olur. Müteferrikan kesmekte, sadaka verilir. Kopuk tırnağı almakta, birşey yoktur.

(12) Her taşın terkine — bir günlük remyin terkine baliğ olmamak şartiyle —nısıf sâ' tesadduk olunmak lâzım gelir. Bir günlük remyi-cimârın terkine kan terettüp eder. Terk olunan taşların adedi bir günlük remye veya onun ekserisine baliğolursa, yine kan lâzım gelir. Eğer, terkolunan cimârın mecmuunun sadaka bedeli,bir kurban kıymetine baliğ olursa, ondan, dilediği bir miktarı tenzil eder.

(13) Biti — ölmek üzere — bir yere bırakmak ve elbisesini güneşe karşı sermek dahi, tesaddukta muciptir.Öldürülen veya tehlikeye atılan bitle çok, yâni üçtenziyade ise, yarım sâ' sadaka verilir.Öldürülmeye delâlet dahi, avlanmağa delâletgibi, cezayı muciptir,

(14) İhramlı olan kimse, avcıya avı haber verse veya işaretle gösterse yine böyledir.

(15) Yarım sâ' kıymetinden az olursa, bir gün oruç tutmak dahi kifayet eder.

(16) Eğer yanıtı sa'dan ziyade olursa, onu dahi tesadduk eder veyahut bir günoruç tutar.

(17) Malûmdur ki, (av hayvanı) insandan korkan ve kaçan, yabani bir hayvandır.

(18) Bu da, iyileşip de eseri kalmak Suretindedir. Eğer eseri kalmaz ise, mucibizail olduğundan, ödemek olmaz.

(19) Saksağan müstesnadır.

(20) Ehlî köpeğin zararı olmadıkça, öldürülmesi helâl olmaz. Köpek öldürmekhakkındaki emir, mensuhtur. Cevherede diyor ki, Esed dahi, saldıran köpek gibidir.Kurt ve yaban kedisi hakkında, iki rivayet vardır. Maymunda ve hınzırda, ihtilâfolunmuştur. İmam Ebû Yûsuf, onlarda cezâ olduğuna kaildir, İmam Zufer: Hınzırınkatli, mendup olmakla, onda cezâ. olmaz, demiştir.

(21) Lâkin karıncanın, ezası olmayanını, öldürmek helâl olmaz.

(22) Irak ahalisinden birinin: muhrim olan kimse sinek öldürse ne lâzım gelir? diye vâkî sualine cevaben, Hazreti İbni Ömerin (radiyallahü teâlâ anhuma): Güldestei nebî olan Hazreti Hüseyini öldürdünüz de, şimdi sineğin katlini soruyorsunuz,demiş olduklarını, Buhârînin ashabın fezaili bahsinde, elhakayıkta zikretmişizdir.

(23) Haremin ağaçları dört nevidir. Onlardan üçünün kesilmesi ve faydalanılması cezasız olarak helâldir. Birinin kesilmesi ve onunla intifa olunması cezasızhelâl değildir. Yâni kesilmesine ceza terettüp eder. Bunlardan üç evvelkiler: nâsın yetiştirir oldukları cinsten olan ve onların yetiştirdikleri bulunan her ağaç, ve nâsınyetiştirdikleri cinsten değil ise de onların yetiştirmiş, oldukları her ağaç ve nasınyetiştirdikleri cinsten olduğu halde, binefsihi nabit olan her ağaçtır. Helâl olmayanağaç, nâsın yetiştirdikleri cinsten olmayan ve Hudayı nabit olanıdır.

(24)Mesele: Hangi iki muhrimdir onlar ki, bir yerde ikisi dahi ihram cinayetinde bulunduğu halde, cezâ birine lâzım gelip de, diğerine gelmeye?

Cevabı: Bir ağacın kökü, mîkatın dışında ve dalları mîkatın içinde olup da, dalın üzerinde, kuş bulunmak halinde, muhrimin biri kuşu vursa ve diğeri dalı kesse cezayı kuşu vuran çeker. Ağacın kökü mîkat içinde olup da, dalları mîkat dışında bulunmak suretinde, cezayı dalı kesen çeker. Çünkü, kuş tâbi değil, müstakildir. Binaenaleyh, onun bulunduğu mahal, muteberdir. Ağacın dalı ise, müstakil değil, aslâ tâbidir. Aslın, yâni kökün bulunduğu yer, harem ise, o dalı kesmek cinayettir, değil ise değildir.

   
© incemeseleler.com