Tavâf: Beyti muazzam etrafını dolaşmaktır ki, Rüknü Hacerden Kâbe kapusu cihetine doğru, sağa gidilmek şartiyle, beyti muazzam sola alınarak Haceri Esvedden başlayıp, orada son bulmak üzere, yedi devre yapılır.

Her devre, bir şavt tesmiye olunur ki, bir gayeye gelmek demektir. Her yedi şavt, bir tavâftır. (Onun dört şavtı, rükün ve üç şavtı, vâciptir) Her tavâftan sonra, kerahet vakti dışında, iki rekât namaz kılınır. Bu namaz Haccın vâciplerindendir.

Tavâf edene, Taif denir. Kâbei Mükerreme çevresinde, tavâfa mahsus olan mahalle de, Matâf tâbir olunur ki, Hâtimin gerisinden dolanan bir yoldur (1).

Nâbi:

Bu ne devlet ne saâdet bu ne câh Ki olasın tâifi dergâh-ı ilâh Eyle meydân-i metâf üzre hirâm Cebhen et, ferş-i reh-i rükn-i makam Dili pervânei şem-i harem et Tavf-ı dergâh-ı veliyy-i niam et.

Tavf dahi tavâf mânâsınadır (2).

Belli vakti olmamak üzere, gece gündüz birçok tavâf edilebilir ki, onlar nafile tavâftır. Ve âfâkiye göre, nafile namazdan efdâldir. Mevsimin gayride, mekkî için, dahi böyledir. Mevsiminde ise mekkîye nafile namaz nafile tavâftan efdâldir.

Tavafta, telbiye edilmeyip, tekbîr ve tehlîl edilir, ve salâvatı şerife okunur.

Hacca bağlı olarak tavâfın üç nevi vardır: Tavâfı Kudum, Tavâfı Ziyaret, Tavâfı Sader.

Tavafı Kudum, Mekkei Mükerremeye varıldıkta, edilen tavâftır ki, ona Tavafı Tahiyyet ve Tavâfı Lika ve (Ahdi bil-beytin ilk tavâfı) dahi denir. Âfâki için, sünnettir.

Tavafı Ziyaret ki, ona Tavâfı ifaza dahi denir: Arafattan inildikten sonra, edilen tavâftır. Haccın erkânından olan tavâf, işte budur ki her hac edene farzdır. Onun için, bu tavafın bir ismi de, Tavâfı Rükün'dür.

Tavâfı Sader ki, buna Tavafı Vedâ dahi denir: Nahr günü, cimâr remyi ile, nihayet bularak, minâdan Mekkei Mükerremeye inildiği vakit, edilen tavâftır. Âfaki hakkında bu, vâciptir. Menasik, bununla sona erer.

Sader, avdet mânâsınadır. Huccac, o vakit ihramdan çıkmış ve âfâki olanlar, Kâbeye veda edip, beldelerine dönmek üzere, bulunmuş olurlar. Onun için, mezkûr tavâfın bir ismi de, Tavâfı Veda olmuştur.

Nâbî:

Kâbetullâh dil-i insanı kebîr

Hacer ol kalbe süveydây-ı zâmîr

Ârif-i mertebei âb ve kil ol Var dolan dairesin dil bedii ol

Tâ sana zâhir ola noktai kâr

Ola gör dâiresinde perkar.

------------------

(1) Tavâf edenlerin, o yolu, — taştıkları — da olur. Tavâf mekânı, mescidi haram dahilinde beyti muazzamın etrafıdır. Uzaktan, sütunlar arkasından dolaşılsa bile, olur.

(2) Buna, istitafe ve tetavvuf dahi, denir.

   
© incemeseleler.com