Mütercimin Önsözü

İslâmiyet binası; imân sahasına açılan namaz, oruç, hac ve zekât temelleri üzerine kurulmuştur. Namaz, ehemmiyet bakımından, diğer vazifelerden önce gelmektedir. Zira zengin ve fakir, sağlam ve hasta herkes namaz kılmakla mükellef bulunmaktadır. Hayata veda eden kimse ile aklını kaybeden mecnundan başka her mü'minin kılmak mecburiyetinde olduğu namaz, İslâmiyetle birlikte tekemmül etti, mirâc gecesi beş vakte yükseldi.

Namaz, imân sahihlerinin gözünün ve gönlünün nurudur.

Namaz, ilâhî visale nâilliyyetin sebebidir.

Namaz, nefs düşmanını kahr u perişan eden, ruhu. İlâhî füyûzatla pür heyecan kılan ulvî bir vazifedir.

Namaz kalb kâ'besinde çöreklenen nefs ejderini imha eden keskin bir kılıçtır.

Namaz, vücut iklimindeki menfî kuvvetlere esir düşmüş kalb yûsüfünü kurtaran ilâhî imdâd ve vücut iklimine sultan kılan Rabbânî bir ikramdır.

Ateşten harareti, buzdan soğukluğu ayırmak nasil mümkün değil ise namazsız Müslümanlık düşünülemez.

Namaz, bedenî vazifelerin en faikı ve Islâmın lâzım-i gayri müfârıkıdır.

Namaz, bizden önceki ümmetlerin hepsine emrolunmuş; Hz. Âdem'den Efendimize kadar gelip geçen her peygamber, namaz kılmakla mükellef bulunmuştur.

Güneşin doğması, gündüzün olması için nasıl şart-ı lâzım ise, olgun bir Müslüman olabilmek için de namazın edası şarttır.

Namazın diğer vazifelerden üstünlüğüne bir misâl verilecek olursa «vücuda nisbetle, baş» gösterilebilir.

Namaz, insanı, manevî âlemlerde seyran ve lâhûtî fezada tayaran ettiren «Mirâc» tır.

Namaz, küfre karşı çekilmiş manevî bir sınırdır. «Bir adamla küfrün arasında(ki sınırın kalkması) namazın terkidir.»  Namazın kılınması da bu hududun korunması ve vücud şehrine sızmak isteyen düşmanı defetmektir.

Kristâlize edilmiş bir elmas, güneş karşısında rengârenk pırıltılar verir.

İslâm güneşinin ziyası altında tetkik ve müşahede edildiğinde, namazın ne kadar güzellikleri ve hikmetleri varsa ortaya çıkar.

İşte muhterem okuyucu, elinde bulunan bu eser, tasavvufî ölçüler içinde, namazın hikmetlerini inceleyen bir risaledir. Geniş olmayan hacmi içinde büyük değer gizleyen bu kitap, Zeynüddin oğlu Yûsuf tarafından kaleme alınmış olup nâçiz tarafımızdan, umûmun istifadesine sunulmak üzere dilimize çevrilmiştir.

Tercemede metne bağlı kalmaya çalıştığımız İçin, izah ve tefsir mahiyetindeki ifadeler, parantez içine alınmıştır.

Kitabta geçen âyet-i kerîmelerin âid olduğu sûreler ve rakamları ile, hadîs-i şeriflerden tesbit edebildiklerimizin me'hazları dipnot olarak gösterilmiştir.

Bundan başka, kitabta mevcut tasavvufî tâbirlerin tarif ve izahları haşiye olarak gösterilmiştir.

Hayırla anılmaya lâyık bir şey yapılmış ise ancak Rabbimin lûtfudur. Hidayet ve tevfîk mutlaka O'ndandır.




(•)   Feyzü'l Kadîr. c. m, s. 210.

   
© incemeseleler.com