Çocuğuna güzel bir isim vermelidir. Zira çocuğa güzel bir isim vermek çocuğun babası üzerinde bir hakkıdır. Nitekim Allah'ın Resulü (s.a.v.) buyurmuştur:

"Çocuklarınızı benim ismimle isimlendiriniz. Fakat benim künyemi kimseye vermeyiniz." b yurmuştur.

Binaenaleyh Ebu İsa ile herhangi bir kimseyi künyelen­dirmek mekruhtur.

Düşük çocuğa, isim vermek gerektir. Abdurrahman bin Yezid bin Muaviye dedi ki:

- Düşük çocuğun kıyamet gününde babasının arkasında koşup: "Beni dünyada iken zayi ettin. Beni isimsiz bıraktın." diye bağıracağını bildiren bir hadis-i şerifi işitmiştim.

Bunun üzerine Ömer bin Abdülaziz, Abdurrahman'a dedi ki:

- Kişi düşen çocuğa nasıl isim verecek? Halbuki onun erkek veya kız olduğunu bilmemektedir?

Ömer bin Abdülaziz'in bu sualine karşılık olarak

Abdurrahman:                              .

- Bir takım isimler vardır ki, iki sınıfa da gider. (Yani hem kıza hem erkeğe verilen bir isim vermelidir.)

Allah'ın Resulü (s.a.v.) buyuruyor:

"Sizler kıyamet gününde özel isimleriniz ve ec­dadınızın isimleriyle çağrılacaksınız. O halde isimle­rinizi güzelleştirin. Yani çocuklarınıza güzel isimler verin."

Herhangi bir müslümanın manası uygun olmayan ismi varsa, o ismi değiştirmek onun için müstehaptır. Nitekim Allah'ın Resulü (s.a.v.), El-As'ın ismini "Abdullah" ile değiştirdi. (Ümmü Seleme validemizin kızı) Zeynep'in ismi (temizleyici manasına gelen) "Berre" idi. Bunun üzerine Allah'ın Resulü (s.a.v.) "O kendi nefsini temizler" dedi. Ve ismini "Zeynep" olarak değiştirdi. Böylece Eflah, Yesar, Nafi ve Bereket isimleriyle isimlenmek hususunda da yasak­lama gelmiştir. Çünkü "Bereket orada mı?" diye sorulunca "Hayır" cevabı verilebilir.

Kötü ve çirkin mana taşıyan, hele İslamda yasak edilen isimlerin çocuklara takılması doğru değildir. Böyle İslamda çirkin görülen isimlerin değiştirilmesi hakkında hadis-i şerifler varid olmuştur. Zamanımızın modası haline gelen anlamsız ve uydurma isimleri, çocuklara vermekten müslüman­ların kaçınması gerekir.

Çocuğa, İslam ölçülerine göre hoş görülmeyecek, çirkin bir isim konulmamalı, konulmuş ise değiştirilmelidir. Resulüllah Efendimiz, hoşlanmadığı bir adı duyduğu zaman, değiştirirlerdi.

Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz; isyan manası taşıdığı için "asi" ismini, izzet ve ululuk sadece Allah'a mahsus olduğu için, "aziz" ismini, "şeytan" ismini; verdiği hükmü geri al­mak manasını taşıdığı için "hakim" adını, yılanlardan bir cinsin adı olduğu için "hubab" adını, ateş adı olduğu için "şihab" ismini, çorak ve verimsiz araziye denildiği için "afira" adını değiştirmişlerdir.

(Et-terğib, vet-Terhib)

Peygamber Efendimiz, zevcelerinden ikisinin ve üvey kızının ilk isimlerini değiştirmiştir. Bunlardan biri Zeynep binti Cahş, diğeri Cüveyriye validemizdir. Bunların ilk isimleri Berre idi. Üvey kızının adı da Berre idi. Hz. Ömer'in kızına koyduğu Asiye ismini de Cemile olarak değiştirmiştir.

Said b. Müseyyeb'in büyük babası Resulüllah'ın (s.a.v.) hu­zuruna varmış. Efendimiz kendisine adını sormuş. O da "Hazen" olduğunu söyleyince, Efendimiz kendisine "Sehil" adını almasını tavsiye etmiş. O zat da, "Ey Allah'ın Resulü, babamın verdiği adı nasıl değiştireyim" diye özür di­lemiş, değiştirmemiş, fakat ondan sonra evlerinde hüzün ve ke­der eksik olmamış.

.

.

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com